17 günlük gezime başlamadan önce Dublin planlarım arasında yoktu. Ama sonradan oralara kadar gitmişken uğramaya karar verdim.
Bu yazımda Birleşik Krallık vizesiyle İrlanda topraklarına giriş, Dublin’de ulaşım, konaklama ve Dublin gezilecek yerler ile ilgili izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım.
Yazı İçeriği
Birleşik Krallık Vizesiyle Dublin’e Gidilir mi?
17 günlük gezime başlamadan önce Dublin, gezi planım arasında yoktu. Sonradan yaptığım araştırmalar sonucu geçerli bir Birleşik Krallık vizesi olan, ilk olarak Birleşik Krallık topraklarına ayak basmak suretiyle İrlanda’ya giriş yapabiliyordu.
Şimdi oralara kadar gitmişken bir de İrlanda topraklarına ayak basayım diye İrlanda hükümeti tarafından çıkarılan “Short Stay Visa Waiver Programı”nın bu hükmünden yararlanıp Dublin’e gitmeye kadar verdim.
Dublin Uçak Bileti – Ryan Air
Gezime başlamadan önce düşük bütçeli havayolu şirketi olan Ryan Air’den 52 Pound’a Manchester – Dublin gidiş-dönüş uçak biletimi almıştım. Belki daha önce almış olsaydım, ücret daha da düşük olabilirdi.
Ryan Air ile uçanlar bilir, herhangi bir biniş kartı verilmiyor. İnternetten alınan biletin çıktısı sizin biniş kartınız oluyor. Ayrıca, bu havayolu düşük bütçeli olduğu için bagaj hakkı sadece 10 kg. O da zaten kabin bagajı. Duyduğum kadarıyla internet çıktısı olmayan ve 10 kg’dan fazla yükü olan kişiler gerçekten fazla bir miktar ödemek zorunda kalıyormuş. Buna dikkat.
İnternette bazı yerlerde yazıldığı gibi, öyle kapılar açılır açılmaz yer kapma olayı falan olmadı. Herkes kendi biletinde yazan yere oturdu. Uçağın kalkmasından kısa bir süre sonra dalmışım, sonra gözümü açtım ve uçağın tekerleklerinin yere değdiğini hissettim. Şaka gibi sadece yarım saatte Manchester’dan Dublin’e gelmiştim.
Dublin Havalimanı’ndan Şehir Merkezi’ne Ulaşım
Dublin’e ilk varışta etrafta, tabelalarda acayip yazılar sizi karşılıyor. İrlandaca’nın İngilizce’den ne kadar farklı bir dil olduğunu şaşkınlıkla öğreniyorsunuz. Örneğin, Dublin’in resmi adı Baile Átha Cliath. İlk defa burada öğrendim.
Pasaport kontrolü ise tüm seyahatlerimin arasında, sanıyorum en kısa olanıydı. Sıra bana geldiğinde görevli sadece kaç gün kalacağımı sordu. Yani havalimanına girmem ve çıkmam beş dakika bile sürmedi. Ayrıca, Birleşik Krallık vizesi ile de bir sorun çıkmadı.
Dublin Havalimanı’ndan şehir merkezine ulaşmak için ise havalimanından çıkar çıkmaz orada bir yerde Air Coach standını göreceksiniz. 700 No.lu otobüse binmeniz gerekiyor ve bunun ücreti 8 Euro.
Unutmadan söyleyeyim İrlanda’nın para birimi Euro. Yani benim gibi hem Birleşik Krallık hem de İrlanda seyahati düşünüyorsanız, yanınızda Pound’un yanı sıra mutlaka Euro da olmalı. Ücreti verdikten sonra gece 00:30 otobüsüne binip yaklaşık yirmi dakikada Dublin şehir merkezine gelip Trinity College önünde indim ve yürüyerek on dakika sonra hostele vardım.
Dublin’den Belfast’a Nasıl Gidilir ?
Gerek Dublin Havalimanı’ndan gerekse Dublin şehir merkezinden Belfast’a hareket eden otobüsler bulunuyor. Air Coach’un 705 X no.lu otobüs hattı Dublin Havalimanı’ndan Belfast’a 17 Euro‘ya, şehir merkezinden ise 11 Euro‘ya gidiyor.
Dublin Coach firması da şehir merkezinden Belfast’a 10 Euro karşılığında gidiyor. Bu otobüsler, Custom House Quay önünden kalkıyor.
Dublin – Belfast arasını trenle gitmek isterseniz Irish Rail ile yaklaşık 20 Euro civarına gidebilirsiniz.
Dublin’de Nerede Kalınır ?
Konaklama konusunda ise booking.com’daki araştırmalarım sonucu Kinlay House‘da karar kıldım ve gayet memnun kaldım. 4 kişilik odada bir yatak rezervasyonu için üç gecelik toplam 60 € ödedim. Sanıyorum geç check-in konusunda sorun olmayacak ki, hostele vardığımda saat 01:00 idi.
Lokasyon olarak gayet güzel. Dame Street üzerinde yer alıyor. Hop on – hop off otobüsleri için bu caddenin ayrıca bir durağı var. Hostelin az ilerisinde Christ Church Katedrali yer alıyor. Aşağıya doğru on dakika dümdüz yüründüğünde Trinity College’e ulaşılabiliyor. Ünlü eğlence bölgesi Temple Bar ise mesafe olarak hostel ile Trinity College’ın ortasında yer alıyor.
Kahvaltı ise klasik olarak bir hostelden beklenecek düzeyde. Doyurucu olmasa da yine de boş karınla sokağa çıkmamış oluyorsunuz. Tuvalet ve banyo da odanın içinde.
Kendimi sağlama aldıktan sonra belli bir süre Couchsurfing aracılığıyla evine misafir olabileceğim kişiler aradım ama pek olumlu yanıt alamadım. Yalnız dikkat ettiğim kadarıyla İngilizce öğrenmek için Dublin’e gelen bir sürü Brezilyalı öğrenci var.
Dublin Otellerini aramak için TIKLAYINIZ.
Dublin Hostellerini aramak için TIKLAYINIZ.
Dublin Gezilecek Yerler
Gezilecek yerlerden bahsetmeden önce genel bir değerlendirme yapacak olursam, turistik açıdan Dublin’de beni böyle derinden etkileyen bir yer gördüğümü hatırlamıyorum. Hani plansızca sokaklarda dolaşmak, ilgi çekici yerlere gitmek sanıyorum daha keyifli olacaktır.
Yazılarıma her zaman olduğu gibi başlangıç noktama yakın yerlerden başlamak istiyorum :
Christ Church Katedrali
1030 yılında yapılan bu katedral, Dublin’deki en eski yapısıymış.
Christ Church Katedrali’ne giriş ücreti yetişkinler için 8 Euro, öğrenciler için ise 6,5 Euro. Artık kilise, katedral görmekten bıkkınlık geldiği için içerisini pek merak etmedim. Ancak, bahçe kısmına girilebiliyor.
Christ Church Katedrali civarı, yani buradan aşağıya nehre kadar olan bölge eski Viking yerleşim yeriymiş. O yüzden yolda yürürken bazı yerlerde Vikingler ile ilgili işaretler var. Benim gördüklerim şunlardı :
Dublin Kalesi
13. yüzyılda yapılan bu kale, zamanın geçmesiyle değişen gereksinimler sonucu kaleden çok bir saray vazifesi görmüş. Zaten adı Dublin Kalesi ancak ortada ne bir kale var ne de bir şey. Bir yerde camdan dışarı bakıldığında kale burcuna benzer bir yer ve yeşil bir alan görünüyor. Beylerbeyi Sarayı’ndaki gibi çeşitli odalar var. Verdiğim parayı da hesaba katarsak bence tamamen bir hayal kırıklığı.
Dublin Kalesi giriş ücreti 8 Euro olup öğrenciler için 6 Euro’dur.
Trinity College
Burası İrlanda’da inşa edilmiş en eski universitedir. Hostelden aldığım haritada kuruluşunun 1592 olduğu yazıyor. Kampüs içerisindeki binalar ve yeşil bahçeleri ile insanın burada okuyası geliyor.
Şehir merkezinin tam göbeğinde yer aldığı için biz gezginler için referans noktasıdır diyebilirim. Ayrıca, havalimanından şehir merkezine gelindiğinde Air Coach otobüsleri bu Trinity College’in yakınlarında bir yerde duruyor. En yakın turist office ise buranın karşı çaprazında, yani bu resmi çektiğim yerde.
Book of Kells
Trinity College içerisinde yer alan kütüphanedeki, İncil ve bazı dini metinleri içeren işlemeli el yazması ve 9. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen dünyaca ünlü kitaptır. Yoğun sezonda uzun kuyruklardan kurtulmak için erken gitmek gerekiyor. Giriş ücreti 11 Euro.
Trinity College’de biraz zaman geçirdikten sonra yolumu O’Connell Street‘e doğru çevirdim. O’Connell Bridge‘i adımlarken, şehir merkezin ortasından geçen Liffey Nehri‘ni seyrettim biraz.
O’Connell Street
Dublin’in ana caddesi burasıdır. Tarihi Postane, Hugh Lane Art Gallery, popüler alışveriş caddesi Henry Street ve çok daha fazlası burada yer alıyor. Yazımın başında da belirttiğim gibi amaçsızca ara sokaklarda dolaşmak ise burada yapılacak en iyi şey. Yine bu caddenin ortalarında bir yerde ünlü İrlandalı yazar James Joyce’un anıtı yer alıyor.
Kendimce Dublin’i keşfetmeye çalışırken saat öğleden sonra üçe geliyordu. Ara sokaklara dalıp yukarıya doğru yürüdüm. En son 1816 yapımı O’Donovan Rossa Bridge‘ten geçerek hostele geldim ve biraz dinlendim. Tekrar hostelden çıktıktan sonra ise Temple Bar bölgesini gözlemlemeye çıktım.
Temple Bar
Temple Bar aşağıdaki resimdeki kırmızı renkli pub olsa da aslında o bölgenin adı. Akşam vakti buraları acayip hareketli. İlk çıktığım akşam o kadar kalabalıktı ki gözüme kestirdiğim birkaç yere bile giremedim. Bu arada şunu söyleyeyim, burada dikkat ettiğim kadarıyla barlar ve publar gece on bir – on iki gibi kapanıyor. O yüzden bu gölgeyi gözlemlemek için en iyi saat sanıyorum akşam yemeğinden sonradır.
Temple Bar bölgesine ikinci kez gelişim ise biraz daha erken bir saatti. Kırmızı tabelalı The Temple Bar’a girip dış görünüşü Americano’yu andıran Guinness’imi yudumlayıp içeride biraz İrlanda müziği dinledim. Burada Guinness’e verdiğim para 5.95 Euro idi.
Hava karardığında her taraf tıklım tıklım oluyor. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim, İrlandalı kızlar gerçekten inanılmaz, insan bakmaya doyamıyor.
İrlanda topraklarındaki son günümde ise bu kez, biraz daha güney tarafları keşfetmek için erkenden yola koyuldum.
St. Patrick’s Katedrali
Hristiyanlığı İrlanda’ya getiren St. Patrick adına 1191 yılında inşa edilen bu katedral aynı zamanda İrlanda’nın en büyük katedralidir. St. Patrick’s Katedrali’ne giriş ücreti 8 Euro.
St. Stephen’s Green Park
Ünlü alışveriş caddesi Grafton Street’ten geçerek St. Stephen’s Green Park’a geldim. Burası tam kafa dinlemelik, huzur dolu bir yer. Her taraf yemyeşil. Parkın ortasındaki gölde ördek, kuğu, martı vs. ne ararsanız var.
St. Stephen’s Green Park’ta biraz dinledikten sonra kalan zamanımda National History Museum‘un bulunduğu Kildare Street civarına geldim; ama müze kapalıydı. Ben de öylesine bir göz atmak için Merrion Square tarafına yöneldim. Bu meydanın National Gallery of Ireland tarafına yakın yerde köşede yazar Oscar Wilde‘ın anıtı yer alıyor.
Daha sonra Grand Canal tarafına doğru yöneldim ve Barrow Street’ten geçerek bizim maaşları dağıtan 🙂 Google Ireland binasının yanında geçtim. Fotoğraf çekmek için o beklediğim Google yazısını göremeyince ben de direkt devam ettim. Pearse Street boyunca yürüdüm ve en son kendimi Trinity College’ın önünde buldum. Daha sonra hostele dönüp biraz dinlendim.
Saat öğlen üçe doğru, kaldığım hostelin karşı tarafında az aşağıda Hop on – Hop off otobüslerinin Dame Street durağına yürüdüm. Biletimin etinden ve sütünden yararlanmak için hemen atlayıp Kilmainham Gaol‘a gittim. Bu arada şunu söylemek istiyorum. İrlanda dilinde birçok yer isminin “Kil” ile başladığını görürsünüz. Yani Kildare, Kilkenny, Kilmainham gibi. Buradaki “Kil”, “Church” yani “kilise” anlamına geliyormuş. Ben de Dublin’de öğrendim bunu.
Kilmainham Gaol
İrlanda tarihinde önemli bir yere sahip olan Kilmainham hapishanesi ilk olarak 1796 yılında inşa edilmiş. Tarih meraklılarına şiddetle tavsiye ettiğim enteresan bir yer.
Kilmainham Gaol giriş ücreti 6 € ve ücretsiz rehber eşliğinde bir saat süren turlar yapılıyor.
Birçok İrlandalı ihtilalci ve 1916 ayaklanmasındaki liderler burada hapsedilip sonunda idam edilmiş. Bu hapishanede kadın, erkek, çocuklar ayırt edilmeksizin soğuk hücrelerde haftalarca hapsedilmiş. Hapsedilen en genç çocuğun yedi yaşında hırsızlık suçu yüzünden buraya getirilmiş. Şu an aklımda olmayan, sanırsam tanınmış birinin ismi ve hapsolma nedeni hücrenin içerisinde cam bir şeyin üzerinde yazıyordu.
Bu arada, Kilmainham Gaol’a gitmek için şehir merkezinden 3,5 km yürüyebilir ya da O’Connell Street üzerinden geçen 13 ve 40 no.lu otobüslere binebilirsiniz.
Diğer Yerler
Yukarıda saydığım yerler dışında Dublin’e gelmişken mutlaka uğranılması gereken diğer yerler ise; ünlü bira markası Guinness’in anlatıldığı Guinness Storehouse, viski damıtım evi Old Jameson Distillery ve sanıyorum bugüne kadar Avrupa’da gördüğüm en büyük park olan Phoenix Park . Detaylı gezemesem de buraların en kötü önünden geçme fırsatım olmuştu.
Dublin’den sonraki durağım için Manchester Gezilecek Yerler adlı yazımı okuyabilirsiniz.
Dublin Araç Kiralama
Dublin’de araç kiralama seçeneklerine BURADAN ulaşılabilir.
Seyahat fotoğraflarım ve videolarım için beni sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz.
INSTAGRAM : @seqununseyahatnamesi
Merhaba. Ben belfast’dan dublin’e gideceğim. Araştırdım biraz. Yaklaşık 2 saat süren otobüsler var. Belfast-Dublin arası geçiş vizeli mi? Herhangi bi kontrol var mı?
Merhaba Mehmet. İlk önce Birleşik Krallık topraklarına ayak basmak şartıyla İrlanda’ya girebilirsin. Belfast, UK toprağı olduğu için Dublin’e sıkıntısız girersin.
Dil okulu konusunda bir bilginiz var mı?
Maalesef bu konuda bir bilgim yok. Dublin’de yalnızca 3 gün kaldım.
Selamlar
Anlatiminiz cok hos ve gercekten yararli oldu. Bir sorum olacak 3.5 yasinda cilgin bir oglum var onunla beraber Edinburgh ve Dublin e gitmeye karar verdik fakat fazla yorucu olacak diye ikisinden biri olsun diyoruz. iskocya ve Irlanda yi gezmis biri olarak izin 5 gununuz olsa Iskocya mi yoksa Irlanda yi mi tercih ederdiniz?
Merhaba,
Ben olsam İskoçya’yı tercih ederdim ancak Edinburgh için 5 gün fazla gelebilir. Ben gidemedim ama Highlands turlarına katilmaya calisin.
Dublin’de dil okulu konusunda tavsiyeleriniz var mıdır?
Maalesef bu konuda herhangi bir bilgim yok.
Dublin gerçekten en sevdiğim şehirlerden. Herkese tavsiye ederim. Ayrıca okuması çok keyifli bir yazı olmuş.
İngiltere vizesiyle Dublin’e giriş yapabiliyor muyduk?
İlk olarak Birleşik Krallık topraklarına ayak basmış olmak suretiyle geçerli bir UK vizesi ile Dublin’e sorunsuz giriş yapabilirsiniz. Yazımın ilk başlığında bahsettim bundan.
Dublin ile ilgili kapsamlı sayılabilecek bir yazı olmuş. Teşekkürler.
kısmetse önümüzdeki ay bende oralardayım. sitenden anladığım kadarıyla sporu seviyorsun. bu durumda neden efsane croke park stadını pas geçtin?
Merhaba Özgür,
Sporu severim ama futbol bunun %95’ini oluşturur. O nedenle buraya uğramadım. Sana şimdiden iyi yolculuklar. Herhangi bir sorun olursa elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.